25 Temmuz 2015 Cumartesi

DÜNYADA MUTLULUK NEDİR ?


DÜNYADA MUTLULUK NEDİR ? 

Mutlu olmak bütün insanların tek arzusudur. Mutluluk fıtrata, cinsiyete, nefse ve zevke göre değişse de hedef birdir; o da sevinmek ve huzurlu olmaktır. 

İnsan icin huzur gönülle bulunacak ve tadılacak bir şeydir. Huzur sebebleri her gönüle göre değişir. Bir gönüle acı veren şeyler digerine tat verebilir. 
Bir gönlün kaçtığı ve korktuğu şeylerle diğeri ünsiyet ve muhabbet bulabilir. 

Konumuz, yüce Allah ın dostluğu icin yaratılan insanın huzuru ve mutlulugudur. Dinimizde mutluluk insan için bir hayal değildir. 
O hayat olarak hazırlanıp önümüze konmuştur: mutluluğa giden yol açılmış, ulaşma şekli öğretilmiş örnekleri gösterilmiştir. 


Bu mutluluk gönlün yüce Allah ile huzur buldugu iman, sevgi ve edep yoludur. Bu yolda acı tatlı her şey mutluluğa hizmet eder. Zaten mutluluk sevgili için çekilen çile ölçüsünde tatlı olur. 
Bunun için peygamberler ve aşıklar yüce dosta giden yolda çile çekmeyi rahatlığa tercih etmişlerdir. 

Ancak insan nefsinin bir özelliği var; o da aceleyi sevip kolayı tercih etmesidir.
Nefis aceleci bir özellikte yaratılmıştır

Ayette belirtildigi gibi:
İnsan, hayrı ister gibi şerri ister; çünkü o çok acelecidir.[isra 17/11]

Mutluluk veren şeyden insanın nefsi sevindiği kadar, ruhu da sevinmelidir. Bedeni rahat ettigi gibi kalbide huzur bulmalıdır. 

Mutluluk vücutta dengeli bir şekilde paylaşılmazsa geçici bir zevk olur; bir taraf gülerken diğer taraf ağlar.

Dinimiz dengesiz bir mutluluktan sakındırmaktadır; manevi hayat gibi maddi hayatında düzenli ve güzel olmasını emretmektedir. 

Sevginin kıblesi yüce Allah tır. 
Üzerimizde ki en büyük hak yüce Yaratıcımızındır.

Bir kimse bütün bu hakları korumadan mutlu ve kutlu bir insan olamaz. 

MADDİ ZEVKLERLE GELEN MUTLULUK

Nefsin hoşlandığı her şeyde -buna günahlarda dahildir- az çok bir zevk vardır.  Bu zevk maddidir. Ona kolay ulaşılır fakat hemen kaybedilir. Çünkü onun özelliği böyledir. 

Maddi zevklerin süresi kısadır, tadı azdır. Böyle bir zevk.ruhi sevindirmez, kalbi huzurlu etmez; gönülde bir hasret bırakır gider.
Zevk kaynağı giyim kuşam olan kimsenin mutluluğu kısa zamanda sönmeye mahkumdur; çünkü bu kimse gönül huzurunu hergün solacak bir şeyde aramaktadır. 

Mutluluk sebebi, helalinden şehvetini tatmin etmek olan kimsenin sevinci devamlı degildir. Bu zevk de insanı sürekli mutlu etmez; gönülde bir hasret bıkarır.

Bir de bu tür zevkler helal yoldan aranıyorsa böyledir; eger onlar haram yoldan hepten felakettir. 

İman ve edeple yüce Allah a bağlanmayan kalplere hakiki ve daimi huzur haram kılınmıştır. 

Yüce Mevlamız bütün akıl ve kalp sahiplerine ebedi mutluluğun yolunu şöyle tarif etmiştir:

"Uyanın ve şunu anlayın! Kalpler ancak Allah ın zikri ile huzur bulur." [Ra'd13/28 ]

Allah icin olan bütün güzel niyetler, işler, sevgiler, secdeler, dualar, tövbeler, istigfarlar, hayırlar ve hizmetler hep Hakk'ı zikirdir. Kim Hakk'ı zikrederse Hak'da onu.zikreder.

Hak yolunda bir adım atana O (cc) en az 10 rahmetle mukabele eder. 

Hazineyi yanlış yerde aramayalım. 
Rahman olan Allah tan daha merhametli kim vardır?
O, ne güzel koruyucu ve ne güzel yardır.

DÜNYA DA HER İSTEDİĞİMİZ NİÇİN OLMAZ

Dünya ile cenneti farkı bilinsin diye kula burada her istediği verilmez.

Kul dünyada bir şeyin olmasını ister; yüce Allah ın da o konuda bir istediği vardır. Kulun istediği şey Allah ın istedigine uyarsa yaratılır. Uymazsa yüce Allah ın istedigi olur.
Bu durumda kul iki şeyden birinu yapar; 
Ya yüce Rabbinin verdiğine razı olur, rahat eder , ya da itiraz ile her anı sıkıntı icinde gecer. İtirazına tövbe etmezse sıkıntı ve azabı ahirettede devam eder.

Dünyada mutluluk nefsimizin her istedigini elde etmek ve onu keyfince yasamak degildir. 

Mutluluk elindekine sevinebilmek ve onunla yetinebilmektir. Bu da yüce yaratıcının takdir ve taksimine razı olmakla olur. 

Kul, elinden geleni yaptıktan sonra yüce Mevlasına güvenmelidir. 

O'nun her hükmünün bir hayır taşıdığını bilmelidir. 

Verdigine şükür vermedigine sabretmelidir. İnsan yapmadıği hayırlar için nefsine kızabilir; fakat 'niye istediklerimi yaratmıyor ve vermiyor' diye yüce Yaratıcısına kızma, sitem ve serzeniş hakkı yoktur. 

Rabbinin hükmüne razı olan rahat eder.

Elindekine kanaat edenin gecimi kolay ve huzuru cok olur. 
Cenab-ı Hakk'ı tanıyan, mümin kimseye haset etmez haset eden mutlu olmaz. 

Bir Hadis-i Şerif'te;
"Kim benim hükmüme rıza göstermez, verdiğim müsibete sabır etmezse benden baska bir Rabb arasın."
[Beyhaki, 200]

1 yorum:

  1. Çok güzel, çok hikmetli bir yazı canım.. tebrik ediyorum..
    Allah yolunda şevk ile daim etsin..

    YanıtlaSil

Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Vel asr
2- İnnel insane le fi husr
3- İllellezıne amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabr
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Asra yemin olsun ki,
2- İnsan mutlaka ziyandadır.
3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.

Yanlışlarımızı, kusurlarımızı görürseniz lütfen belli bir üslup içerisinde düzeltin canlar. Sonuçta hatasız kul olmaz.